Sizce Yetenek mi Azim mi?

Yetenek mi Azim mi?
7 Mart 2024
Etiketler: ,
Kategoriler: Makalelerimiz, Popüler Makalelerimiz

Derleyen: Dr. Olcay Güner

Üniversite sınavlarında eşit puan almış, bilgi açısından eşit seviyelerde görünen öğrenciler zorlu bir eğitim programına karşılaştıklarında bazı öğrenciler okulu bırakıyor. Neden bıraktıkları sorulduğunda zora gelemediklerini söylüyorlar. Zora gelememek sabır, tutku ve kararlılık gösteremediklerinin bir işareti. İlk başta çok göz önünde olmasa da aslında azim bir kişinin başarılı olup olamayacağının en önemli göstergesi.

Acaba ne kadar sıklıkta yeni bir yola iyi niyetle, hevesle baş koyup sonra bütünü ile ondan vazgeçiyoruz? Şu anda kaçımızın koşu bantları, ağırlıklar, şişler, yünler, resim malzemeleri, diyet listeleri, maketler, okumak istediğiniz kitaplar, yazmaya başladığınız roman, devam ettiğiniz spor salonuna giriş kartı, öğrenmek istediğiniz yabancı dil kitapları tozlanmış bir halde depolarda duruyor? Azimli bir insanın birkaç günle sınırlı bir çabası olmaz, her gün biraz daha ilerlemek için ısrarlı bir çabası vardır. Kolay vazgeçmez.

Yetenek başlangıçta hepimizin aklını çelen bir unsur. Yetenekli birini işe almayı tercih edebiliriz. Ancak yetenekli kişinin azmi yoksa sonuç beklentilerimize çok da uygun olmayabilir. Doğuştan gelen içsel yetiler başarı için tek başına yeterli olmuyor. Buna ilave olarak muhakeme gücü, deneyimler, tutumlar, kendini geliştirme motivasyonu da çok önemli. Yetenekli olmak güzel şeydir ancak çocuklarımızı yetiştirirken yetenek üzerine çevrilmiş spot ışıkları yakarsak, diğer her şeyle birlikte azmi gölgede bırakma riskimiz olabilir. Bu da ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, başarısız bireyler demektir.

Öğrenilen, geliştirilen, alışkanlığa dönüşmüş becerilerin birleşmesi için ısrarlı, tutkulu tekrarlar yapmak kişiyi üstün bir performansa ulaştırabilir. Aslında yetenek dediğimiz şey çaba gösterdiğinizde becerilerinizin ne kadar hızlı geliştiğidir. Yani size zaman kazandırır. Başarı ise bu becerileri kullanmak için çaba gösterdiğinizde ortaya çıkandır. Yani yeteneği de, beceriyi de çaba ile yoğurmanız gerekir. Yetenekli iseniz çabanız daha çabuk sonuç verir. Doğuştan yeteneğiniz yok ise biraz daha zamanla yetenekliye yetişme ihtimaliniz çok yüksektir.

Peki her alanda azimli olmak mümkün mü? Azim inanılmaz derecede sıkı çalışmak mıdır? Evet bu azmin bir parçasıdır ama asıl azim sadık kalmayı istediğin ve önemsediğin bir şey üzerinde ısrar etmektir. Israr etmeden, zaman harcamadan, tekrarlar yapmadan başarının geleceğine inanmamaktır. Bir şeyleri bir öncekinden daha iyi bir biçimde yapmayı felsefe haline getirmektir.

Azmin iki bileşeni vardır: tutku ve kararlılık. Tutku sürekli heves olarak tanımlanabilir. Kararlılık ise vazgeçmemek. Karar verilen yolda ilerlemeye karşı duyulan aşk ve engeller karşısında yılmadan ilerlemeye devam edebilecek nitelikte inat, sebat olduğunda başarı kaçınılmaz olacaktır.

Azim konusunda da bazı insanlar doğuştan şanslı ancak azim geliştirilebilir bir beceri. Öncelikle ilgi duyduğunuz, keyif aldığınız bir konu bulmalısınız. Yaptığınız iş size anlamlı gelmeli. Konuya çocuksu bir merak duymalısınız. Sonra iş uygulamaya kalıyor. Yaptıklarını bir önceki günden daha iyi yapmak için çalışmak. Zayıflıklara karşı savaş açmak. Üzerlerine gidip onları yenmek. Üçüncü olarak amacınızı iyice belirginleştirmelisiniz. Ulaştığınız nokta hem size hem başkalarına fayda sağlıyorsa bu amaç anlamlı olacak ve ateşi kolay sönmeyecektir. Ve tüm bunları bir arada tutan umut. Umut her aşamanın içinde yer almalı. Tökezlediğinizde sizi ayağa kaldırabilmeli.

Çocukluk çağı pek çoğumuz için gerçekten neye ilgi duyduğumuzu belirleyebilmenin imkânsız olduğu bir dönem olabilir. İlgi alanlarımızı keşfedebilmek için dış dünya ile ilişki içinde olmalıyız. İlgi alanlarını bazen tesadüfler bile belirleyebilir. Çocukken ve gençken ne kadar çok şey deneyimleyebilirsek, o kadar isabetli karalar verebiliriz. Deneyim çeşitliliği ve spontan oyunlar oynamak ilgi alanlarının keşfi ve ileride azimle çalışmanın temelini oluşturur. Erken yaşlardan itibaren yapılandırılmış oyunlar oynamak ise bunun tam tersine zemin oluşturur.

Çocuklar tıpkı bir bitki gibidir. Ebeveynler ise onların toprakları. Mesele sadece uygun ortamı yaratmaktır. Besleyici bir toprak olmanın yolu çocukları dinleyen, gözlemleyen, ihtiyaçlarını farkına varan, sadece gerekli durumlarda onları koruyan ebeveynler olmaktır. Aslında çocuklar kendi ilgi alanlarının tohumlarını kendi içlerinde taşırlar. Keşfetmeleri için onlara güvenmemiz gerekir.

Artık çocuklarımıza yetenekli olduklarını vurgulamaktan ve egolarını şişirmekten vazgeçelim. Onlara azimli olmayı öğretmenin yollarını arayalım. Çok tekrar ve sonra büyük bir mücadelede elde edilen zaferler, yetenek sergilemekten daha değerli olabilir. Gelecekteki büyük başarılar azim alışkanlıkları gelişmiş bireylerin olacaktır.

Kaynak: Azim, A. Duckworth, 2018, Pegasus Yayınları