Okula Uyum Haftasında Duygular
Okula yeni başlayan çocuklar belki de ilk defa anne babasının yanında olmadığı bir sosyal ortama katılacaklar. Üstelik bu sosyal ortam...
Devamını oku ->Bir dairede çok yakın, ama bir o kadar da uzak!
Kendimizi, sevdiklerimizi korumak için aldığımız sosyal mesafe kararı ile hepimiz evlere girdik. Önceden partnerlerimizle sabahları vedalaşıp, ancak akşam saatleri yeniden bir araya gelirken bugünlerde bir daire içerisinde bulunmamız gerekiyor. Evde mola olmadan devam eden bu birliktelik saatleri belki de fikir ayrılıklarına, fikir ayrılıkları da kızışmalara sebep oluyor… En sonunda çiftler fiziksel olarak bir arada olsalar da psikolojik olarak birbirlerine mesafe alabiliyor.
Öncelikle kabul etmek gerekir ki içinden geçtiğimiz bu zaman dilimi kaygı uyandırıyor olabilir, endişeli halimiz ve partnerimize hiç olmadığımız kadar yakın olmak ise çift arasında daha fazla sürtüşmelere neden oluyor olabilir. Bu kadar yakınken tartışmak, anlaşmazlıklar yaşamak ve belki de ayrı odalarda duruyor olmak tehlike sinyalleri veriyor olabilir. Ancak ne yazık ki bizlerin çift ilişkisinden gerçek dışı bir beklentisi vardır, bu da partnerimizle her zaman aynı fikirde olmaktır. Böyle bir beklenti içindeyken fikir ayrılıkları ya da tartışmalar da ilişkimiz hakkında tehlike sinyalleri verip kaygımızı arttırıyor olabilir.
Şunu unutmamak gerekir ki bir çift sistemi, farklı şekillerde büyümüş, birbirinden farklı düşüncelere ve huylara sahip iki kişiden oluşur. Dolayısıyla fikir ayrılıkları ve çatışmalar işten bile değildir. Önemli olan bu fikir ayrılıklarını birbirimizi yaralamadan ve bizi sonuca götürecek şekilde çözmeye çalışmaktır. Bir diğer deyişle nasıl kavga edeceğimizi bilmektir.
Öncelikli olarak; fiziksel zorunluluğa rağmen herkes tek başına kaldığı ve kendisine vakit ayırdığı belirli bir zaman dilimine ihtiyaç duyar. Bu nedenle kendinize deşarj olabildiğiniz, içinize dönüp düşünebildiğiniz ve hislerinizi anlamlandırabildiğiniz bir zaman dilimi ayırın. Bu; duş almak, tek başına 15 dakika bir odada durmak veya günlük tutmak da olabilir. Partnerinizin de yalnız kalmak isteyeceği zamanlar olabilir, bunu da dikkate almak önemli.
İkinci olarak, unutmayın ki tartışmalarda yalnızca kendi ihtiyaçlarınıza odaklandığınızda partnerinizinkileri kaçırmış olursunuz. Sadece karşı tarafı memnun etmeye, onun isteklerini karşılamaya çaba harcarsanız bu sefer de kendi ihtiyaçlarınızdan vazgeçmiş olursunuz. Unutmayın ki çift ilişkisi iki kişilik bir oyundur. “Ben” veya “sen”in ötesinde “biz” olmak gerekir ki her iki tarafın istek ve ihtiyaçları karşılanabilsin.
Son olarak, tartışırken konudan konuya atlamadan, yalnızca bir konuyu ele alarak ve göz temasına, yüz ifadenize, ses tonunuza dikkat ederek anlaşmayı deneyin. Unutmayın ki her birimiz biyolojik canlılar olduğumuz için çok iyi gözlemcileriz. Kendinizi saldırıya uğramış hissettiğinizde hemen savunmaya geçebilirsiniz ve ne olduğunu anlamadan bir bakmışsınız ki birbirinizi duyamıyorsunuz ve sesler çoktan yükselmeye başlamış. Vücudunuz sizi korumak için düşünme mekanizmanızı kapatmıştır ve yalnızca ne pahasına olursa olsun kazanmaya çalışır, bazen kırıcı sözler söylemek pahasına…
Merve Adlı İşleyen, Çift ve Aile Terapisti