Arkabahçe Bilgi Paylaşım Toplantıları (Meslektaşlarımıza Yönelik)
2025 Online Bilgi Paylaşım Toplantıları!
Devamını oku ->Olcay Güner, Klinik Psikolog, Dr.
Şeyda 14 yaşında bir genç. Artık okula devam edemiyor. Aslında derslerinde çok başarılı ve arkadaş canlısı bir kız. Ama dışarı çıktığında bir yerlere dokunduğu zaman kirlendiğini ve hemen yıkanması gerektiğini düşünüyor. Okul sıraları, yemekhane, tuvalet onun için bir kabus gibi. Okulda kirlendiğini ve hemen eve gidip yıkanması gerektiğini düşünmeye başladığında yüz ifadesi değişiyor, arkadaşları neyin var diye sorduğunda kimseye bir şey söyleyemiyor. Artan takıntılı düşünceleri nedeniyle arkadaş çevresine de odaklanamıyor ve arkadaşları onun garipleştiğini düşünüyor. Okul devamsızlıkları giderek artıyor. Aslında artık okula gitmek de istemiyor…
Turgut 26 yaşında. Yeni başladığı işinde çok başarılı. Ancak artık işinden ayrılması gerekiyor. Çünkü bir gün işyerinde patronuna küfür edeceği düşüncesi zihnine yapışıp kalmış. Aslında patron ile ilişkileri çok iyi. Patronuna saygı duyuyor ve bir kez bile çatışmaları olmamış. Üstelik başarısından dolayı patronu sürekli onuherkesin içinde övüyor ve pirimle ödüllendiriyor. Turgut kendisini bu kadar çok seven bir adama bir gün toplantıda küfür edeceğini düşündükçe çıldıracak gibi oluyor ve bir an önce istifa etmesi gerektiğini düşünüyor…
Asım Bey yeni evli. Son zamanlarda kimseye söyleyemediği bir düşünce ile savaş halinde. Çok sevdiği eşi bu düşünceyi farkederlerse mahvolacağını düşünüyor. Hiç bir eşcinsel deneyimi ve ilgisi olmadığını bilmesine rağmen Asım Bey eşcinsel olursam endişesi taşıyor. Sürekli erkek arkadaşlarından etkilenip etkilenmediğini kontrol ediyor. Daha sonra da böyle düşündüğü için suçluluk duyuyor. Bu düşünceler zihnine üşüştükçe arkadaş ilişkileri olumsuz etkilendiği gibi, eşi de sık sık nesi olduğunu sorgulamaya başladığı için ne cevap vereceğini bilemiyor…
Birçoğumuz zaman zaman çeşitli konularda evham, endişe ve takıntılara kapılabilir. Ancak çoğu kez günlük yaşam içinde ortaya çıkan bu duygular ile baş edebilir ve sorunlarımızı yaşamımızı etkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabiliriz. Bunu yaparken zihnimizde adeta bir sınıflama makinası çalışır. İşe yarar düşünceleri ayırır ve muhafaza eder, İşe yaramaz düşünceleri ise çöp kutusuna atarız. Ancak bazılarımızda bu sınıflama makinası bozuktur. Bu durumdaki kişiler çöp düşünceleri de saklar ve zihinleri adeta bir çöp odasına döner. Şayet hiçbir işimize yaramayan çöp düşünceleri biriktirmeye başladıysak, bir süre sonra bu düşünceler günlük yaşamımıza engel teşkil etmeye başlar. Çalışamaz, aile içindeki görevlerimizi yerine getiremez, sosyal ilişkilerimizi yürütemez bir hale gelebiliriz. Bu durumda psikolojik yardım alma zamanımız gelmiş demektir.
Takıntılarla başetmek kolay değildir. Davetsiz misafirler gibidirler. Bir anda zihnimize girerler ve tüm dikkatimizi ele geçiriverirler. Artık onlardan başka birşey düşünmek zordur. Üstelik bu düşüncelerin içeriği kişiliğimize, etik değerlerimize, hedeflerimize uygun olmayan fikirler barındırabilirler. Bu nedenle çok rahatsız edicidirler. Bu düşünlerle savaşmak zordur çünkü çok inatçıdırlar. Istesek de gitmezler. Bu takıntılı düşünceler neler olabilir?
Takıntılar kendilerini genellikle üç şekilde gösterirler.
Takıntılar o kadar iticidir ki kişiler bunlardan hiç hoşlanmazlar ve çeşitli şekillerde kontrol altına almaya çalışabilirler. Örneğin: günahlarını affettirmek için tekrar tekrar din görevlisine danışabilirler. Annesine zarar verip vermediğini anlamak için ona sık sık iyi olup olmadığını sorabilirler. Çocuklara ilgi duyup duymadığını anlamak için pedofili olan karakterleri inceleyip, kendine benzer yanları olup olmadığını kontrol edebilirler.
Aslında bir düşüncenin takıntı haline gelmesi kişinin düşünceyi hatalı yorumlamasından başka bir şey değildir. Hatalı yorumlama nedenlerinden bazıları şu şekilde özetlenebilir:
Peki, bu takıntılarla nasıl başedeceğiz. Profesyonel yardım almadan takıntılarla başetmek oldukça güçtür. Ancak bu düşünceleri zihnimizden uzaklaştırmak için bazı şeyler denenebilir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Son yılların en fazla görülen psikolojik problemlerinden biri olan takıntılı düşüncelerin sağaltımı hem psikiyatrinin hem de psikoterapinin alanına girmektedir. Takıntılar için ilaç tedavisi almak için bir psikiyatri uzmanına başvurmanız en doğrusu olacaktır. İlaç tedavisi takıntıların sıklığını ve ortaya çıktıklarında doğurdukları stresi azaltmakta yardımcı olabilir. Ancak herkesin ilaç tedavisinden tam bir fayda göreceğini söyleyemeyiz. İlaç tedavisi yanında psikoterapötik yardım almak daha yararlı olacaktır. Takıntılı düşüncelerle ilgili olarak en etkin tedavi yöntemleri Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, EMDR Terapisidir. Takıntılı düşüncelere “obsesyon”, bu düşünceler nedeni ile kendinizi yapmaktan alıkoyamadığınız davranışlara “kompülsiyon” adı verilir. Örneğin aklınıza sevgilinizi bir yumrukta yere sermek düşüncesi geliyor ve bu nedenle sesli olarak tövbe etme ihtiyacı duyuyorsanız. Tövbe etme davranışı “kompülsiyon”, sevgilinize yumruk atma düşüncesi “obsesyon”dur. Bu nedenle ruh sağlığı alanında bu bozukluk kısaca OKB adı ile anılır.
Son olarak şunları söyleyebiliriz. Takıntılardan korkmayın. Onları önce tanıyın. Bir miktar kendi kendinize irdeleyin. Sonra onları susturabilecek stratejiler belirlemek için bir psikiyardan ve klinik psikologdan yardım alın. Yardım almadan önce psikoloğunuzun uluslararası geçerliliği olan bir psikoterapi eğitimi alıp almadığını sorgulayın.