Arkabahçe Bilgi Paylaşım Toplantıları (Meslektaşlarımıza Yönelik)
2025 Online Bilgi Paylaşım Toplantıları!
Devamını oku ->Kanser Olduğunu Öğrenen Birine Ne İyi Gelir?
Hayat kendi yolunda akıyor. Bireysel olarak herkes elinden geleni yapıyor. Bu yolda önüne çıkan engeller ile kendi gücüne göre başa çıkıyor; çıkamıyor, yardım istiyor. Ya da istemiyor, bazen kişi kendi kabuğuna çekilmeyi seçiyor.
Ya kanser olduğunu öğrenen kişi çok yakınımızda ise, acaba ne yapsak ona iyi gelir? “Yok, yok bir şey olmayacak, sen atlatırsın bunu” iyimserliği mi? “İçme dedim şu sigarayı yıllardır; çok takıyorsun kafana her şeyi; olacağı buydu.” Suçlama ve hayıflanmaları mı? “Tamam, şu doktor en iyisi, ben randevu aldım.” kendini bana bırak tavrı mı?
Bu kişi ile olan yakınlığımız tabii ki çok belirleyici. Aileden mi? Aramızda kan bağı var mı? Yakın mıyız? Duygusal bağımız var mı? Bu yükü taşımak istiyor muyuz?
Aynı zamanda madalyonun öteki yüzü de var. Acaba bana ne iyi gelir? Bu kişinin yanında olup destek olmaya çalışırken, yaşam, ölüm, kayıp, potansiyel tedavinin maddi, manevi, fiziksel zorluğu ve uzunluğu gibi konuları sırtlayacak duygusal dayanıklılığım, ego gücüm, maddi kaynağım var mı? Vicdan ve sorumluluk arasındaki dengeyi nasıl kuracağım?
Peki, diyelim ki yakın ve sevdiğim bir kişi kanser olduğunu öğreniyor. Ben de ilk haber verdiklerindenim. Ne yapmalıyım? Ya da ne yapmamalıyım?
Önce kendinizi dengelemelisiniz. İlk anın şoku geçtikten sonra, kendi duygularınızı fark etmeye çalışıp aynı anda belki onun anlatmasını dinleyip, kelimeler ya da beden diliniz ile onun yanında olduğunuzu, ilgilinizi ve tüm kaynaklarınızla yanında var olacağınızı iletebilirsiniz. Kanser olduğunu öğrenen kişinin de geçirdiği bir süreç var. İlk anın şoku, geleceğe ve hatta çok yakın geleceğe dair yapılmış planların değiştirilmesi ve otomatik pilota bağlanmış gibi yapılması gerekenler. Kabul ise daha orta vadede geliyor denebilir.
Devletimizin sağlık sisteminde ve doktorların protokollerinde, kanser olasılığı veya tanısı alınan durumlardan hemen sonra yapılacaklar çok belirgin. Zaten sistem sizi yönlendiriyor. Hastaya ve hasta yakınlarına düşen, ekonomik faktörler de göz önünde tutularak hastanın kendini teslim edecek kadar güveneceği doktora ulaşmak.
Bazen tanı alan kişi, duygusal açıdan durumun yükü ağır olduğundan konu üzerinde fazla konuşmak, araştırmak ve tartışmak istemeyebilir. Size düşen belki de ona fazla sormadan araştırma yapmak, alternatif üretmek ve son doğru bilgileri, doktor isimlerini vs. ona sunmaktır. İlk günler belirsizlik içinde olunan, adım adım ilerlenmesi gereken, günlük hayat akış ve maddiyatın da düzenlenerek tedavinin bir an önce başlaması beklenen günlerdir.
Belirsizlik en büyük olumsuz duygusal faktörlerdendir. Destek olan kişiler olarak size düşen, tedavi yöntemleri, doktor veya hastane seçimi gibi oldukça ciddi konularda alternatifler ve çözümler üretip söylemektir. Kendi araştırma sonuçlarını da ortaya koyup seçimi yapacak olan (yaşı uygun ise) hastanın kendisidir.
Bu hastalığın tedavi sürecinin uzunluğu ve parasal yükünün ağırlığı dolayısı ile iyi bir günlük yaşam planlaması yapmak önemlidir. Kişinin, yaşına, evli olup olmamasına, çalışma ve okul hayatına, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin var olup olmadığına, sorumluluklarına göre yakınlarından ve sevdiklerinden planlı destek alması gerekir. Siz bu kişinin yakını olarak alternatif öneriler getirebilirsiniz.
Hangi doktordan kim randevu alacak, oraya nasıl gidecek, yanında kim duracak, ödemeler nasıl yapılacak, ameliyat ve/veya ilaç tedavisi sırasında ne gibi günlük ihtiyaçlar olacak? Ve daha birçok karar verilip işleme konulması gereken bir durum.
Hasta olan kişinin yapısına göre bu karar verme süreçleri değişebilir. Bazı kişiler kontrolde olmayı, her şeyi bilmeyi ve kendi kararlarını vermeyi tercih ederken bazıları da bu sorumluluğu yakınlarına yükleyebilirler. Bu noktada hasta yakınının duygusal anlamda güçlü kalması, sabırlı olması, tabii ki kendi hayat akışını da düşünerek ortaya ne koyabileceğine karar vermesi ve bunu diğer sosyal destek verenlere, yakınlara ve arkadaşlara söylemesi uygun olabilir. Böylece iş bölümü yapılarak en yakındaki kişinin ki bu kişi evlat, eş, ebeveyn, akraba veya arkadaş olabilir desteklenmesi sağlanır.
Hasta olan kişinin hem fiziksel durumuna hem de kişisel özelliklerine göre tedavi sürecine tepkisi farklıdır. Ama her şekilde iyileşme sorumluluğu hastadadır. Eğer doğru doktor bulunup doğru tedaviye başlandığı hissediliyor ise bunun ifade edilmesi, güven duygusunun yeşermesine ve iyileşmeye dair ümide kaynak olacaktır.
Günümüzde araştırmalar ile de ortaya konmuş ki, hayata karşı, tedaviye karşı olumlu tutum iyileşme için bir gerekliliktir. Hastanın çevresindeki kişilerin gerçekçi ama olumlu bakış açısı, günlük yaşam ihtiyaçlarına sundukları çözümler, güler yüzlü ama açık sözlü olmak oldukça yardımcı olabilir.
Hastalığın kabulü ve yeni düzene (yeni normale) adaptasyonda doktorların açık sözlülüğü ve tüm gerekli bilgileri sunuyor olmaları çok işe yarar. Tedavi sırasında ve sonrasında hayatın nasıl ilerleyeceği, özel hayatın devamlılığı, saçların dökülüp dökülmeyeceği, peruk gerekip gerekmeyeceği, fiziksel olarak bedende olacak değişiklikler, tedavinin devamındaki yan etkiler belki de zaten doktorlar ile görüşülecek konulardır. Doktor, hasta yakınlığı ve iletişimi ciddi anlamda destektir. Özetle denebilir ki, eğer kanser tanısı almış olan kişinin yaşı uygun ise, kendi kararlarını verebilecek, ihtiyaçlarını belirleyebilecek bilinçte ise “Senin için ne yapabilirim?” sorusu çok makbule geçecektir. Bu noktada ise hasta yakınının tükenmemesi ve kendi sağlığı açısından, başka yakınlarla iş birliği yapması yaralı olacaktır.