Hep İyi Hissetmek Zorunda mıyız?

Hep İyi Hissetmek Zorunda mıyız?
18 Şubat 2025
Etiketler:
Kategoriler: Makalelerimiz, Popüler Makalelerimiz

ÇOCUĞUMUZ HEP MUTLU HİSSETMEK ZORUNDA MI? PEKİ YA OLUMSUZ DUYGULAR?

Çocuğumun mutlu olmasını istiyorum, üzgün görmeye dayanamıyorum, o mutlu olsun yeter, onun istediklerini yapmaya gayret ediyoruz ki hep mutlu olsun.

Birçok ebeveyn çocuklarının mutluluğu için pervane olurlar, önündeki engelleri birer birer kaldırmak, karşısına çıkan zorluklarla baş etmesine izin vermek yerine hemen sorunu çözmeye çalışırlar, ağlamamasını, üzülmemesini, korkmamasını söylerler. Böyle dinlediğimizde kulağa hoş gelse de daha geniş açıdan baktığımızda çocuğumuzun sürekli mutlu olmasını istememizin aslında uzun vadede daha olumsuz sonuçları olduğunu da göz önünde tutmalıyız.

Peki insanların yaşamında sadece olumlu duygular mı olmalı? Kaygı, korku, üzüntü duygularını yok mu farz etmeliyiz, onlara yaşamımızda yer vermemeli ve hep mutlu mu olmalıyız? Çocuklarımıza hep üzülmemelerini, korkmamalarını ve hayal kırıklığı yaşamamalarını mı tembihlemeliyiz? Başımıza gelen olumsuz deneyimleri unutmayı, yok farz etmeyi mi tercih etmeliyiz?

Son yıllarda sosyal medya kullanımının çok yaygınlaşması ile başka hayatlara yakından tanıklık ediyoruz. Sürekli paylaşılan mutlu aile fotoğrafları, yapılan gezilere ait resimler, alınan eşyalara ait paylaşımlar, doğum günü kutlamaları ve hep gülen insanlar. İster istemez başkalarının yaşamlarının kendimizinkinden daha iyi olduğunu düşünmek, o çok mutlu, onlar yine gezide, arkadaşım ne kadar eğleniyor gibi düşüncelere sahip olmak kendimizi mutsuz hissetmemize neden olabiliyor. Çocuklarda bundan paylarını alıyorlar. Özellikle ergenlik döneminde bu daha da ön plana çıkıyor, tatmin olmayan, elindeki hiçbir şey ile yetinmeyen, hep daha fazlasına sahip olmak isteyen ama sahip oldukça da mutsuz hisseden, sabırsız ve tatminsiz çocuklar ve gençler ile onları sürekli mutlu etmeye çalışan anne babalar.

Ebeveynler olarak çocuklarımızı duygusal sıkıntılardan korumak doğal eğilimimizdir, bu nedenle onları rahatlatır, güven verir ve destekleriz, sorunlarını çözeriz. Ancak bu aynı zamanda çocukta anne babası olmadan sorunlarla başa çıkamayacağına dair bir kaygı durumu yaratabilir.

Bir de beklentileri yönetme sorunu var. Zamanımızın çoğunda çocuğumuzun mutluluğunu odak noktamız alarak hareket ettiğimizde, hayatımızda başka şeylerden fedakârlık ediliyor değil mi? Pek çok ebeveyn, çocuklarının mutlu olmasını sağlamak için kendi ihtiyaçlarını görmezden gelir. Peki bu çocuklara ne öğretir? Onların dünyanın merkezi olduğunu ve diğer herkesin onlara yardımcı olup, sorunlarını çözmeleri için var olduğunu mu? Birçok çocuk anne ve babasının sanki kendisi doğduğunda o anda o evde kendisi için var olduğunu ve bu varlık sebebinin de onun sorunlarını halletmek olduğunu düşünmektedir. Anne ve babanın ebeveynlik rolü dışında eş rolü, iş insanı rolü, arkadaşlık rolü vs. gibi başka rolleri olduğunun farkında bile olmayabilirler.

Çocuğun kendi ihtiyaçlarını, olumlu-olumsuz duygularını fark etmesi gelecekte de baş etme becerilerini geliştirecektir. Çocukları olumsuz duygulardan ne kadar korursak ne duygularını fark etmeyi öğrenme fırsatına sahip olurlar, ne de bunu yapmalarına yardımcı olacak başa çıkma stratejilerini geliştirme şansına sahip olurlar. Aynı zamanda yetişkinlerde ebeveyn olma rolü dışında da kendi ihtiyaçlarını fark ederek, daha sağlıklı bireyler olurlar.