Çocuklarla Duygusal Bağ Kurabilmek

Çocuklarla Duygusal Bağ Kurabilmek
5 Şubat 2024
Etiketler: ,
Kategoriler: Makalelerimiz, Popüler Makalelerimiz

Psikolog Lawrence Cohen’in de dediği gibi eğer çocuğun duygusu bir nehirse ebeveyn bu duygunun iki yakasıdır. Nehir yatağı nehre ne kadar soğuk, derin ve hızlı olacağını söyler. Nehir yakası o nehri nazikçe tutar. Ebeveynin yapması gereken “duygunu görüyorum, kabul ediyorum, çok kızgınsın, evet bu çok korkunç, çok üzüldün”, sadece duyguyu görmekle kalmayıp alan açıp duygusunu kabul etmek, bu duyguları yaşamasının normal olduğunu belirtmektir. Korona olmaktan korkan çocuğunuza “bu durum beni de endişelendiriyor, endişeli olman çok normal, bu yüzden korunmaya çalışıyoruz maske takıyoruz” şeklinde ortak duygular paylaştığımızı ve aldığımız önlemleri belirtebiliriz.

Çocuklara duygu yönetimini öğretmek genellikle duyguları bastırmaya yönelik oluyor. Ancak duygular bir nehir gibi akmalı. Bizler duygulara ne kadar set koyarsak koyalım o duygu daha büyük bir şiddetle taşacaktır. Yaşanması iyi ya da kötü duygu yoktur. Bazı duygular acı verirken bazı duygular mutluluk verir. Çocukların olumsuz hisler uyandıran duygularla da kalabilmesi ve baş etme becerisi geliştirebilmesi için bu duyguları özgürce yaşamasını desteklemeli, kabul etmeli, bu duygunun getirdiği gerilime saygı duymalıyız. Çocuğunuz isimlendirmekte zorlandığı karmaşık duygular yaşıyor ve karmaşık tepkiler veriyor olabilir. Bu gibi durumlarda çocuğun duygusunu anlamlandırabilmesi için yardımcı olmalı ve doğru bir şekilde araştırma yapmalıyız. Araştırma yapacağımız alan çocuğun deneyimleridir. Aynı zamanda çocukların kelime haznesi bizimki kadar geniş olmadığı için oyun yolu ile duygularını daha kolay ifade etmelerini sağlayabiliriz. Çocuğumuzla oynayacağımız birkaç oyun, duygu yansıtmaları ve yapacağımız duygu sohbeti kendi duygularını anlamlandırmasını sağlar. Duygusunu anlamlandırabilen çocuk zorlu duygular yaşadığında tepkilerini düzenlemeyi öğrenir.

Duygu Sohbeti

Duygu sohbeti ailece yapabileceğimiz bir aktivitedir. Çocuğun sohbete aktif olarak katılamayacağını bilsek de çocuğa rol model olabiliriz. Aynı zamanda duygu sohbeti saatinde yapılan paylaşımlar çocuğun, duygularının aile içerisinde kabul göreceği inancını geliştirir. Duygu sohbeti sırasında kontrolcü olmadan duyguları tek tek fark etmeye yönelik sorular sormak çocuğun duygular üzerinde düşünmesi için ön ayak olacaktır.

Bugün seni şaşırtan ne öğrendin?

Bugün sana teşekkür etmesi gereken birisi oldu mu?

Bugün senin teşekkür etmen gereken birisi oldu mu?

Bugün özür dilemen gereken birisi oldu mu?

Bugün yapmakta zorlandığın ne oldu?

gibi sorular buna birkaç örnek olabilir.

Duygu Yansıtması

Duygu yansıtması çocuğun verdiği tepkilerin arkasında yatan nedenleri anlayıp bunu çocuğa söylemektir. Kendinizi çocuğunuzun tepkileri altında yatan nedenlerin aynası olarak görebilirsiniz. Ebeveynliğin getirmiş olduğu yetenek sayesinde çocuğun tepkilerinin altında yatan nedenleri çoğu zaman fark edersiniz. Ancak tepkiler altında yatan bu nedenleri fark ettiğinizde çocuğunuza yansıtmanız “seni anlıyorum, duygunu fark ediyorum ve bu duygular bende kabul görüyor” mesajını verir. Tepkiler altında yatan nedeni kolaylıkla fark etseniz bile her zaman yansıtmayı yapamayabilirsiniz. Ancak duygu yansıtması bir kas gibi düşünülebilir. Siz duyguları yansıttıkça güçlenecek ve zamanla otomatik bir hale gelecektir.

Ekran saatini aşan bir çocuk çok öfkelenip ağlama krizine girebilir. Ya da alışveriş merkezinde gezerken istediği oyuncağı almadığınız için size vurabilir ve sizi sevmediğini söyleyebilir. Bu durumda çocuğun vermiş olduğu bu tepkilerin nedenlerini çocuğa yansıtabilirsiniz.

  • O oyuncağı o kadar çok istiyorsun ki alamadığımız için üzüldün.
  • Hatta o kadar çok istedin ki sana alamadığım için beni sevmediğini söylüyorsun.
  • O kadar öfkelendin ki bana vurarak ne kadar öfkelendiğini görmemi istiyorsun.
  • Bana vurmana izin veremem ancak buna vurabilirsin. Haydi senin boyutlarında bir şey bulalım. (Bu bir minder olabilir, peluş oyuncağı olabilir ya da sıkmak için kullanabileceği pamuk topları olabilir)

Bu gibi durumlarda çocuğa düşünmesi için zaman da verebilirsiniz. Ancak onu baş edemediği bir duygu ile baş başa bırakmak çok doğru olmayabilir. Bunun yerine “bugün olanları biraz düşünmeni istiyorum, sen düşünürken ben de burada senin yanında bekleyeceğim” diyebilirsiniz. Böylece çocuk baş edemediği duygu ile baş başa kalmaz ve terk edilmişlik duygusu yaşamamış olur.