En Son Ne Zaman Komşunuza Pencereden Merhaba Dediniz?

En Son Ne Zaman Komşunuza Pencereden Merhaba Dediniz?
1 Nisan 2020
Etiketler: , ,
Kategoriler: Popüler Makalelerimiz

SOSYAL İZOLASYON NEDİR?

Nur Dinçer Genç, Klinik Psikolog; Elçin Biçer, Psiko-onkolog /  Arkabahçe Psikolojik Danışmanlık

 #arkabahcepsk #corona #virüsgünleri #coronagünlüğü  

İnsanlar sosyal yaratıklardır ve uzun bir süre boyunca yalıtılmış bir yaşam tarzı yaşamak hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerinde ciddi bir etkiye sahip olabilir.

Sosyal izolasyon, birey ve toplum arasındaki temas eksikliğidir. Başkalarından İZOLE her yaştan veya her çeşit geçmişten gelen kişileri olumsuz etkiler. Fiziksel ve duygusal olarak sağlıklı bireyler olabilmemiz için sosyal etkileşime ihtiyacımız vardır. Covid 19 salgını sebebiyle evde kalma süreci ise, kısa süreli “sosyal çekilme” olarak adlandırdığımız bir deneyimdir. Başlangıçta çocuklar okula, yetişkinler işe gitmedikleri için kendilerini daha rahat hissetmeye ve evde uzun süredir yapmadıkları uğraşlarla ilgilenmeye ( yemek pişirmek, bilgisayarda vakit geçirmek, uyumak, film izlemek, kitap okumak) başlasalar da ,süreç uzadıkça RUTİN ve izole olma haliyle birlikte sorunlar ortaya çıkabilir.

Yaşanan bu durum beklenmedik, daha önce dağarcığımızda olmayan bir durumdur. Böyle bir duruma nasıl tepki vereceğimizi bilmiyoruz çünkü daha önce yaşamadık. Üstelik durumun ne kadar süreceğine dair hiç bir fikrimiz yok, gelecek ile ilgili planların çoğu iptal edildi, örneğin tatile gitmekten vazgeçildi, doğum günü kutlaması iptal oldu, alışverişler sadece acil gıda ve sağlık ürünleriyle kısıtlandı, maddi ve sosyal pek çok kayıp söz konusu. Yetişkinler işlerini, çocuklar okullarını, tüm yaştaki bireyler sosyal hayatlarını, geçici ya da kalıcı bir süre kaybetmiş durumdalar.

‘BELİRSİZLİK’ ve ‘ TEMAS ETMEME’ sözcükleri en sık duyduğumuz ve kullandığımız kelimeler.

Bu izole olma durumunun uzaması bireyleri nasıl etkileyecek, belki de psikoloji biliminin önümüzdeki yıllarda en çok araştıracağı ve konuşacağı konu olacak.

İzolasyonun fiziksel sağlıkta bir düşüşe yol açabileceği bir sır değildir. Yapılan bazı çalışmalar, sosyal bağlantı eksikliğinin ölüm riskini en az% 50 oranında artırabildiğini, bazı durumlarda ise izolasyonun ölüm riskini% 90’dan fazla artırabildiğini göstermektedir. Ayrıca, sosyal izolasyonun daha yüksek kan basıncı ve kalp hastalıkları, enfeksiyona yatkınlık ve aşırı aktif bağışıklık tepkisi gibi hastalıklara yol açabileceğini söylemektedir.

Sosyal izolasyon her yaştaki birey için bir sorun olabilir, ancak belirtiler yaş grubuna göre değişebilir. Çocuklar ve yaşlılar daha kırılgan oldukları için daha kolay etkilenebilirler. Yine risk grubu olarak depresyon, panik atak, kaygı bozukluğu geçmişi olanları da sayabiliriz. Ayrıca travma geçmişi olan bireylerde ( boşanma, iş kaybı, aile bireylerini kaybetme, hastalık ya da kaza geçirmiş olma, deprem vs gibi doğa olaylarına maruz kalma, kronik hastalıklar vs) risk daha yüksek olabilir.

Sosyal izolasyon, günlük işleyişin önüne de geçebilir, uyku düzenini bozulma, zaman algısında bozulma, dikkat ve konsantrasyonun bozulması, hem mantıksal hem de sözel akıl yürütmeyi etkileyebilir

Kronik düzeyde uzun vadeli sosyal izolasyon, nedensiz ağrılar, yorgunluk hissi, tansiyon, kalp/damar hastalıklarında artış, kaygı, depresyon, bunama ve Alzheimer, hatta hücresel yaşlanma ve erken ölümler için tetikleyici olabilir. Yalnızlık zihinsel ve duygusal sağlığınızın yanı sıra fiziksel sağlığınızı da etkileyebilir.

Birkaç haftalık sosyal çekilme, elbette ki, hiç kimseyi kalp ve tansiyon hastası haline getirmez.  Ancak, kişinin yaşına (çocuklar, yetişkinler, ergenler ya da yaşlılar fark etmeksizin), fiziksel ve psikolojik özgeçmişine bakmaksızın özen gösterilmesi gereken bir yanımızdır.

Sosyal izolasyonun yarattığı en güçlü duygu yalnızlıktır. Endişenin artması, dış dünya ve ötekilerden korkmak, kişinin kendi ile ilgili çarpık benlik algılamalarına da yol açabilir. Sağlıklı biçimde bir iletişim olmaması, insanlarla temasın ortadan kalkması, kişinin çevresinde olan az sayıda kişi ile de ( aile üyeleri, komşu ya da telefon konuşması yapılan tanıdıklar vs) çatışmalar yaşamasına neden olabilir.

Belirsizlik günleri ne kadar sürecek? Daha önce bu kadar gün bir salgın nedeniyle izole olmadık, bunun psikolojik sonuçlarını uzun vadede göreceğiz.

İzolasyonun gerek psikolojik, gerek fiziksel sonuçlarını birlikte yaşadığımız insanlarda da gözlemleyebiliriz.

Ancak izolasyonun üstesinden gelmek için yapabileceklerimiz var.

Yaşanan belirsizlik, strese sebep olmaktadır. Ve bizler, stresle başa çıkarken yalnız olmadığımızı, yanımızda birinin olduğunu hissetmeye ihtiyaç duyarız. Bu şekilde, stresle çok daha kolay baş ederiz.  

Elbette ki, yüz yüze sohbetler, şefkatli ve sevgi dolu temasların yerini sanal etkileşimler dolduramaz. Ancak, evde kalma sürecinde, teknolojiden daha anlamlı faydalanabiliriz. 

Örneğin, mesaj atmak yerine sevdiklerinizi arayarak sohbet edebilir; mümkünse görüntülü konuşmalar yapabilirsiniz. 

Yaşlılar… Evde tutmakta zorlandığımız, neden dışarıya çıkmakta bu kadar ısrarcı olduklarını anlayamadığımız yaşlılarımız. Sosyal etkileşim, yaşlılar için hayati önemde bir işlevdir. Onları, sosyal bağlantılarından uzun süre mahrum bırakmak, sağlıkları için ayrı bir tehdit unsurudur. Onları da korumak adına, belki de teknolojiyi gençler kadar iyi kullanamadıklarından, her zamankinden daha sık arayabilir, her zamankinden daha uzun konuşarak yalnız olmadıklarını hissettirerek sağlıklılıklarını korumalarına destek olabiliriz. 

Pencereden pencereye komşuluk sohbetleri, yakınlarımıza yazacağımız duygu içerikli mesajlar, hepsi yaratıcılığımızla sınırlı.

Günlük hayatımızı organize etmek, fiziksel aktiviteler yapmak, kendimize iyi bakmak, rutin dışı (sürekli film, dizi izlemek, bilgisayarda oyun oynamak, yemek yemek vs. yerine) faaliyetler bulmak, online yapılan kurslara kaydolmak, ilgi alanımıza giren konular da sohbet odalarına katılmak (bahçecilik, aşçılık, felsefe gibi) da yararlı olabilir.

İletişimde kalmak, birbirimizi yoklamak, sormak, bu izolasyon döneminde ruh sağlığımız için olmazsa olmaz.

Şimdi pencerenizden başınızı uzatın ve etrafınıza bakın, komşularınızdan biriyle göz göze geldiğinizde ona merhaba deyip, bir ihtiyacı olup olmadığını sorun.