Arkabahçe Bilgi Paylaşım Toplantıları (Meslektaşlarımıza Yönelik)
2025 Online Bilgi Paylaşım Toplantıları!
Devamını oku ->Uzm. Klinik Psikolog Zeynep GÜNDÜZTEPE
Corona virüsü ile tanıştığımız, dünya üzerindeki etkilerini ve nihayetinde yanı başımıza kadar gelişini izlediğimiz bu dönemde; kaygı, korku gibi duygular hissetmemiz son derece normal. Günlük rutinlerimiz değişti. Bu değişiklikten en çok etkilenenler de çocuklar oldu. Belirli saatlerde belirli yerlerde, önceden belirlenmiş programlar içinde hareket eden çocuklar (okul, kurs vs.) bir anda evlerde bambaşka bir düzenin içine girdiler. Hijyen konusunda her zamankinden daha farklı davrandığımıza şahit oluyor, sokaklarda televizyonlarda maske, gözlük takan insanlar görüyorlar.
Ebeveynler olarak çocuğun hayatındaki değişikliklerin nedenini ona anlayacağı bir dille anlatmamız gerekiyor. Neden birkaç gündür okula gitmediğini, arkadaşlarıyla görüşemediğini, neden hijyene her zamankinden daha fazla özen gösterdiğimizi, neden bir süre için hep birlikte evde kalmamız gerektiğini açıklamalıyız.
Örneğin, şöyle diyebiliriz:
“Bazen ismini ilk defa duyduğumuz, daha önce hiç karşılaşmadığımız hastalıklarla karşılaşabiliriz. Şimdi de “Korona” dedikleri bir virüs var biz de yeni öğreniyoruz. Bu virüs bazı insanları hasta ettiğinden, korunmak için bazı şeyler yapmamız gerekiyor. Ellerimizi ve yüzümüzü bu aralar biraz daha fazla temiz tutmamız; biraz daha sık yıkamamız gerekli. Kalabalık yerlerde hastalığı birbirimize daha kolay bulaştırabileceğimizden, bir süre okula veya kalabalık olan diğer yerlere gitmememiz gerekiyor. Bunu yaptığımız sürece hastalıktan büyük ölçüde korunmuş olacağız. Birbirimize gün içinde bunları hatırlatmaya ne dersin?”
Çocuklar şunları merak edebilirler:
Virüs ne demek?
İnsanlar neden maske takıyor?
Bu sorulara basitçe şöyle yanıtlar verebiliriz:
“Virüs gözlerimizle göremediğimiz, küçük organizmalardır. Mikroplar gibidir. Bizi hasta edebilirler.”
“Maske virüsün insandan insana bulaşmamasına yardımcı oluyor. Bu hasta olmamak için aldığımız bir önlem.”
16 yaş ve üstü genç bireylerle ise daha detaylı konuşabilir, gelişmeleri birlikte takip edebilir ve doğruluğuna emin olunan kaynaklardan beraberce bilgi alışverişi yapabilirsiniz.
Bilmediğiniz veya doğruluğundan emin olmadığınız herhangi bir konuyu “Bunu benim de araştırıp, öğrenmeye ihtiyacım var, öğrendiğimde seninle paylaşacağım” diyebilir, kendinize zaman tanıyabilirsiniz. Eğer paylaşmakla ilgili endişeleriniz varsa uzmanlardan destek alabilirsiniz.
Çocuklar hangi duyguyu yaşadıklarında ne yapacaklarını, nasıl tepkiler vereceklerini hem anne babalarını modelleyerek hem de onlardan aldıkları geri bildirimlerle öğrenirler. Kaygı veya korku hissetmemiz normaldir; ancak bu kaygı ve korku kontrolümüzden çıkıyorsa önce kendimizi sakinleştirmeyi ve konuşabileceğimiz sakinliğe eriştiğimizde çocuğumuzla konuşmayı denemeliyiz.
Gerek hijyen davranışlarını, gerek değişen günlük rutinleri mümkün olduğunca olağan yaşamak, değişen durumlara karşı çocuğu güvende hissettirmek sadece bugüne değil, geleceğe de yatırımdır.
Çocuklar oyun ve sanat yoluyla yaratıcılıklarını kullanarak, kendilerini ifade ederler. Oyunu kullanarak günlük rutinleri ve hijyen davranışlarını birlikte keyifli bir hale getirebilirsiniz. Örneğin;
“Korona Virüs Neye Benziyor” oyunu:
Bir kağıt ve kalem alın ve herkes korona virüsü nasıl hayal ettiğini çizsin. Sonra herkes kendi kağıdındaki resme virüsü komik hale getirecek bir ekleme yapsın. Her eklediğiniz detayda gülün, eğlenin. Sonrasında ellerinize sabun sürüp kağıtta gezdirerek, çizdiğiniz virüsün renklerini birbirine karıştırıp yok edin. Kağıdı sabunlu bir suyun içinde yumuşattıktan sonra parçalayabilirsiniz.
Hamur, çorap , pamuk gibi malzemeleri kullanarak virüsü üç boyutlu bir hale de getirebilir, virüse sprey bir kolonya sıkabilir veya bir kaba doldurduğunuz sabunlu su ile virüsü yok etme oyunu oynayabilirsiniz.
Bunu yapmaktan keyif alıyor ve eğleniyor olmanızın, etkinliğin önemli bir ayrıntısı olacağını unutmayın.
“Kendime İyi Bakıyorum” oyunu:
Çorap, yün, düğme ve tahta çubuklar kullanarak bir kukla hazırlayabilirsiniz.
Çocuğunuz kuklaya bir isim versin. Sonrasında siz de bu ismin önüne bir şey eklemek istediğinizi söyleyin ve isminin önüne “Kendine iyi bakan” kelimesini ekleyin. Örneğin:
“Kendine İyi Bakan Zıpzıp”
Kendine iyi bakmanın ne demek olduğu üzerine biraz konuşun.
Kuklanın nasıl göründüğünü inceleyin, mutlu mu, mutsuz mu, hasta mı, keyifli mi?
Siz iyi göründüğü için kuklaya “Kendine İyi Bakan Zıpzıp” dediğinizi söyleyin.
“Eğer kendimize iyi bakarsak güçlü, sağlıklı olabilir, arkadaşlarımızla ve ailemizle oyun oynayabiliriz. Şimdi ben sana Kendine İyi Bakan Zıpzıp’ın özelliklerini sayayım, sen de onunla aynı yaptığın şeylerde “BEN DE!” diye bağır.”
“Zamanında uyumak, kahvaltı yapmak, meyve yemek, koşmak, yürüyüş yapmak, banyo yapmak, tırnaklarını temizlemek, oyun oynamak, dişlerini fırçalamak, resim çizmek, dans etmek, şarkı söylemek, müzik dinlemek, ellerini yıkamak, acıyan yerlerine bant yapıştırmak, pijama ile uyumak, su içmek, süt içmek, soğuk havalarda kıyafetine dikkat etmek, hapşırdığında /öksürdüğünde mendil kullanmak ve atmak, akşam yemeği yemek, film /belgesel izlemek, sağlığına dikkat etmek, meditasyon yapmak…”
Çocuğunuz her BEN DE! dediğinde gülümseyin ve onaylayın. Bunlar dışında kendine iyi bakmak için daha başka neleri söyleyebileceğini sorun. Söylediklerini ve verdiği fikirleri onaylayın. Sonrasında kendini bunları yaparken çizebilir veya bunları yazmak isteyebilir.
Aşağıdaki oyun da değişen günlük rutinler hakkında konuşma imkanı yaratabilir:
“Günlerim nasıl geçiyor?”:
“Bugünleri her zamankinden biraz daha farklı geçiriyoruz. Hadi birlikte sabah uyandığımız andan itibaren gün içinde neler yaptığımızı konuşalım ve biraz düşünelim”.
Sabah, öğle ve akşam yaptıklarınızın listesini büyük bir kağıda yazın ve yanına birlikte onları temsil eden resimler çizin. Örneğin kahvaltı, diş fırçalama, el ve yüz yıkama, bahçeye çıkma, kitap okuma, film seyretme, akşam yemeği, aile buluşması, masal zamanı vb. her etkinliği yazın ve çizimleri ekleyin. Bir günü bu şekilde zaman akışına yerleştirdikten sonra üzerinde konuşun, düşünün…
Günümüz nasıl görünüyor?
Günün hangi saati seni rahatlatıyor?
Neleri yapmak seni mutlu hissettiriyor? Mutsuz hissettiğin zamanlar var mı?
Günümüze neler ekleyebiliriz? gibi planlamalar yapıp, üzerinde konuşun.
Bugünlerin, yaşadığınız diğer günlerden niçin farklı olduğu hakkında konuşabilir; eski rutinlere yakın zamanda dönebileceğinizi, ancak bugünlerden de keyif alabileceğinizi, yaşadığınızın değişikliklerin de bütün bunları fark etmek için iyi bir fırsat olduğunu anlatabilirsiniz.
Yalnızca bir şeyi iyi ve doğru yapmaya çalışmakla meşgul olmanın, çocukların ne hissettiğini anlamamıza engel olduğuna inanıyorum. Bu yüzden, alışıldık düzenimizi değiştiren tüm beklenmedik olaylara kendimizi uyarlamak, gerekli önlemleri almak ve bütün bunları da çocukların kaygı duymayacakları bir yöntem ile yapmak ideal olandır.
Zihnen, bedenen, ruhen sağlıklı günler diliyorum.