Hastalık, Kaza ve Tıbbi Müdahalelerin Çocukların Duygusal Dünyasına Etkilerinin Önlenmesi Üzerine…

Hastalık, Kaza ve Tıbbi Müdahalelerin Çocukların Duygusal Dünyasına Etkilerinin Önlenmesi Üzerine
3 Temmuz 2024
Etiketler:
Kategoriler: Makalelerimiz, Popüler Makalelerimiz

Çocuklar düşe kalka, bolca hastalık geçirerek büyür. Ve normal büyüme sürecinde dahi çocuklar, pek çok medikal müdahale ile karşılaşırlar. Doktor kontrolleri ve rutin aşılar bile doğru ele alınmazsa çocuklar için etkileyici bir anıya dönüşebilirken; ebeveynler yaşananları anlamasına yardımcı olduğunda ameliyat ya da daha uzun süreli tedavilerin çocuklarda etki bırakmadığını da gözlemleyebiliriz. Bu sebeple yaşanan olaydan bazen daha önemli olanın olayın nasıl ele alındığı olduğu söyleyebiliriz. Hastalık, kazalar ve hastane tedavileri üzerine ebeveynlerin bazı önleyici ve destekleyici dokunuşları önemli etkiler sağlayabilir.

Çocukların kazalara ve tedaviye verdiği tepki genelde ağlamaktır ve ağlamak da iyileşme sürecinin bir parçasıdır. Yaşanan kazalar fiziksel travmanın yanında duygusal travmaya da sebep olabilir. Acı veren duygular korku, endişe, hayal kırıklığı, pişmanlık ve öfke barındırır. Fiziksel acı geçse bile çocukların ağlamaya devam etme ihtiyaçlarının olması işte bu duygularla gerilen bedenin gevşeme çabasıdır. Bu anlarda yardımcı olacak en iyi yaklaşım sakin ve şefkatli olup, rahatlayıncaya kadar ağlamasına izin vermektir. Ağlaması bittikten sonra eğlenceli aktivitelerle ilgilenmek hem çocuğa hem de destek sunmaya çalışırken gerilen ebeveynin rahatlamasına iyi gelir.

Ebeveynin varlığı çocuk için rahatlatıcı ve faydalıdır. Ancak ebeveyn fark edilir bir biçimde kaygılı ise rahatlatmaktan çok kaygıyı arttırabilir. Ebeveynin sakinleşmesi, gereken durumunda diğer yetişkinlerden destek istenmesi önemlidir. Müdahaleler sırasında ebeveynin çocuğuna güven verici duruşu ve telkin edici konuşmaları, rahatlatma çabası ve ten teması, bazen de dikkatini dağıtması destekleyici olabilir.

Yaralanmış bölgesini ne yetişkin ne çocuk, yaralanan kişiye göstermemek şoka girmemesi için önemli bir müdahaledir. Bu sebeple dikkat dağıtmak, vücudundan ağrımayan yerleri araştırmak, birlikte başka bir şeye dikkat vermeye çalışmak bu anlarda çok işe yarayabilir.

Bisikletten düşen, ağaca tırmanırken ayağı kayan, koşarken sendeleyen… gibi kendi hatasıyla zarar gören çocuğa kızmak çocuğun hatasından utanmasına, acı veren yoğun duygularla yalnız kalıp donakalmasına, beceriksizim inancı geliştirmesine sebep olabilir. Olayın nasıl olduğunu konuşmak çocukların, hatta bebeklerin bile, rahatlamasına yardımcı olacaktır. “Düştün, anneye cesurca seslendin, anne seni duydu, kucağına aldı, yaranla ilgilendi sonra iyileştin…” gibi olayı zihninde bütünleştirmesine yardımcı olur. Ani gelişmeyen tedavi durumlarında ise önden bilgi vermek, hastanede ve doktor muayenesinde ne olacağını anlatmak çok önemlidir.

Yaşanan kazayla ilgili temalara sahip oyunlar oynamak da faydalı olacaktır. Yaşadıkları kaza kendilerini güvende hissettikleri zaman hatırlatıldığında çocuklar çoğu zaman güler. Bu eğlence kazanın neden olduğu korku ve öfkeyi sağaltmasına yardımcı olacaktır.

Çocukların hastalığı, hastanede tedavi görmesi ve ameliyat olması gibi süreçler tüm aile bireyleri için stres kaynağı olabilmektedir. Oyun oynamak bu ciddi süreçlerde endişeyi rahatlatıcı büyük bir destek kaynağıdır. Oyun, eğlence ve kahkaha çocukların daha hızlı iyileşmesine bile etki edebilir.  Araştırmalar bize kahkaha ile gülmenin ve eğlencenin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, endişe ve fiziksel acıyı hissetmeyi de azalttığını göstermektedir. Bu sebeple tüm süreç boyunca çocukları rahatlatıcı, birlikte gülüp kahkaha atmaya alan açacak saçma oyunlar oynanması da iyi gelecektir.

Çocukların zorlu yaşantılarla ilgili temaları rahatlayana kadar oyunlarında tekrar tekrar sergilemesi oyun terapide sıklıkla gözlemlediğimiz bir durumdur. Bu sebeple hastanede tedavi gören çocuklara hasta-doktor, hastane konulu rol oyunlarının oynatılması çok destekleyici olabilmektedir. Hastane setini çocuğunuza verip dilediği gibi oynamasına alan açabilir, davet ederse eşlik edebilirsiniz. Hatta korkmuş, üzülmüş gibi görünerek oyunun içinde çocuğun güçlü hissedeceği roller alarak rahatlamasına alan oluşturabilirsiniz. Eşlik ediyor ve kahkahalar ile gülüp, eğleniyorsa işe yarıyor demektir.

Bazen çocuğa etki eden travmatik deneyimin fiziksel rahatsızlık kısmından ziyade ebeveyninden ayrı kaldığı, yalnız kaldığı ve belirsizliğin getirdiği korkuyu uzun süre hissetmesinden kaynaklı olduğunu görebiliyoruz. Bu sebeple öngörülebilir olmak, çocuğa tüm süreci anlayabileceği ölçüde anlatmak, hastane ve doktorlar ile görüşüp süreçte uyanık olduğu her an yanında olmayı talep etmek iyi bir önleyici eylem olacaktır.
Operasyon olacaksa önden hastaneyi görmesini sağlamak, doktoru ile tanıştırmak, görebileceği alanları gezdirmek ve anne-baba yanında olamadığında yanında kimlerin olacağını anlatmak da çocuklar için çok rahatlatıcı olacaktır.

Bazen de çocukları etkileyen kısım hareketsiz kaldığı, anesteziden kalktığı an, ellerinin bağlandığı ya da gözleri bandajlandıysa göremediği kısımlar olabilir. Deneyimin onun için nasıl olduğunu yönlendirmesiz oyunlarında anlayabilir, zorlandığı kısımları oyun, oyuncak ve resimleri ile aktarmasına izin verebilir; fark ettiğimiz kısımları ona yansıtabilirsiniz.… olmuştu, ve sen o zaman çok korkmuş olmalısın, sonra doktor geldi sana baktı, sonra anne geldi, sarıldık… anlatabilirsiniz.

Çocuğun oyun oynayacak enerjisi yoksa çocuğun söylediklerini ebeveynin yaptığı oyunlar oynayabilirsiniz. Kuklalar ve hikayelerden destek alabilirsiniz. Bol ten teması, okşama, yumuşak seslerle söylenen sevdiği şarkılar da her zaman destekleyici olacaktır.

Kronik rahatsızlık süreci de çoğunlukla bütün aileyi strese sokabilir. Uzun süre boyunca tüm ev ahalisini etkileyen sağlık sorunu varlığı; korku, belirsizlik ve planlama zorluğu gibi pek çok sorunu da beraberinde getirir. Ebeveynlerin de böyle süreçlerde destek kaynaklarını arttırması ve kendilerine iyi bakmayı ihmal etmemeleri çok önemlidir. Bakım vermenin yorgunluğu fiziksel olduğu kadar duygusal olarak da zorlayıcı olabilir.

Zorlu yaşantılarla birlikte bazen çocukların yaşından küçükmüş gibi davrandığını, bebeksi ifadeler gösterdiğini ya da bebeksi ihtiyaçlar sunduğunu görmekteyiz. Hastalık ve hastanede tedavi sürecinde de çocuklarda gerileme davranışları ortaya çıkabilir. Çocuk yeniden rahatlamaya, bakıma ve şefkate ihtiyaç duyuyor olabilir. Ona sarılabilir, kucağınıza alabilir, hoplatabilir, yemeğini yedirebilir, şarkılar söyleyebilir, küçükken sevdiği oyunları oynayabilirsiniz. İhtiyacı bu ise ona bebekmiş gibi davranmanın hiçbir mahsuru yoktur.

Sevdiği oyuncağı yanına almak, özellikle yumuşak peluş oyunlara temas etmesi, kendi battaniye ve yastığını kullanmasını sağlamak güvende hissetmesine yardımcı olabilir.

Daha büyük çocuklara da gevşeme egzersizleri öğretilebilir, duygularını ifade etmesine yönelik alan açısı sohbetler başlatılabilir, duygularını resmetmesine alan sunulabilir.

Tüm önleyici ve destekleyici tutumlara rağmen bazen çocuklar uzun süre kaza ve tedavilerin etkisinde kalabilmektedir. Tedavi öncesinde çocuklarınızı hazırlamak için veya tedaviden sonra çocuklarınızın duygularında ve tutumlarında değişim görüyorsanız çocuklarınız için psikolojik destek almaktan çekinmeyin.

N. Elif Aksoy

Uzman Psikolojik Danışman

Konu ile ilgili önerilen kitaplar;

*Levine P. ve Kline M. “Ey Travma Bizden Uzak Dur!” Doğan Kitap

*Solter A. “Oyun Oynama Sanatı” Doğan Kitap