Okula Uyum Haftasında Duygular
Okula yeni başlayan çocuklar belki de ilk defa anne babasının yanında olmadığı bir sosyal ortama katılacaklar. Üstelik bu sosyal ortam...
Devamını oku ->Ergenlerle Sanat Terapisi
Klinik Psikolog, Nur Dinçer Genç,[1]
Prof. Dr. Esra Aslan[2]
ÖZET
Ergenlik bireyin yaşamında bilişsel, bedensel, duygusal ve sosyal değişimlerin oluştuğu bir dönemi kapsar. Değişimler ebeveynleri ile çatışmalara, arkadaş ilişkilerinde zorluklara, gelecek kaygılarının artmasına, duyguları ifade etmede zorluklara neden olabilir. Sanat terapisi, sanat aracılığıyla duyguların ifade edilmesi, farkına varılması, kendini dönüştürme olarak tanımlanabilir. Kelimelerin yerini boyalar alır; kil, resim, dans, hikâyeler aracılığıyla duyguların farkına varılır. Ergenin duygularını ifade etme zorluğu, kelimeler yerine sanat malzemelerini koyarak aşılabilir. Amaç, ergenin içinde var olan yaratıcılığını fark etmesi ve sorunlarla başa çıkabilmeyi öğrenmek amacıyla kullanmasını sağlamaktır.
Anahtar kelimeler: Ergenlik, sanat terapisi, yaratıcılık.
ABSTRACT
Adolescence involves a period in which the cognitive, physical, emotional and social changes occur in the life of the individual. Changes can lead to conflicts with their parents, hardships in friendships, increased concerns about the future, difficulties in expressing emotions. Art therapy can be defined as expressing emotions, recognizing emotions and transforming itself through art. Paints are replaced by words; emotions are realized through clay, painting, dance, stories. The difficulty of expressing the emotions of the adolescent can be overcome by putting art materials instead of words. The aim is to enable the adolescent to realize his creativity and learn to cope with the problems.
Key words: Adolescence, art therapy, creativity.
Sanat Terapisi nedir?
Sanat Terapisi, sanat aracılığıyla duyguların ifade edilmesi, farkına varılması, kendini dönüştürme olarak tanımlanabilir. Kelimelerin yerini boyalar, kil, kağıtlar ve imgeler alır. Heykel, resim, dans, hikayeler aracılığıyla duyguların farkına varılır. Sanat terapisinin iyileştirici yanını, bireylerin kendi içinde var olan yaratıcılığı keşfetmeleri ve bu yaratıcılığı iyi olma yolunda kullanmaları olarak düşünebiliriz. Sanat, söze dökülemeyen zor duyguların kolayca ele alınmasına yardımcı olur.1 Bir sanat terapisi seansında danışan kendi anlatmak istediği kadarını ortaya koyar, istemediklerini ise kendisine saklar. Danışandan hız alan bir terapi yöntemidir. Bu yöntemde danışan doğrudan problemi hakkında konuşmak durumunda kalmaz. Bunun yerine, bu problemi dolaylı olarak, sanat yoluyla, daha estetik, daha yumuşak bir şekilde ortaya koyar. Sanat terapisi iletişimi kolaylaştırır, sorunları estetik bir biçimde ve nazikçe ele alır, insanların içindeki doğal iyileşme gücünü açığa çıkarır, fiziksel ve zihinsel olarak rahatlama sağlar, kaygıyı azaltır, olumsuz duyguları somut hale getirir ve kontrol etmeyi kolaylaştırır, duygusal olarak boşalma sağlar, yaşanan olumsuz duyguları yeniden tanımlamayı ve anlamlandırmayı kolaylaştırır.2 Sanat terapisi kişilerin sorunlarını sözel ya da farklı yollarla ifade etmelerine izin verir, fiziksel ve duygusal becerilerinin, öğrenme becerilerinin gelişmesine yardımcı olur.3 Sanat terapisi bireylerin kendilerini fiziksel, psikolojik ve ruhsal olarak ifade edebilecekleri yeni yollar bulmalarını sağlar. Bu durum umutsuzluk ve çaresizliklerine yönelik kontrol hislerini arttırır ve mücadele becerilerini geliştirir. Bireylerin geçmişlerindeki hoş olmayan anılarını sözlü olarak tarif edebilmeleri ve yüzleşebilmeleri zor olsa da sanat malzemeleri aracılığı ile bu yüzleşme kolaylaşacaktır.4
Diğer terapilerden farklı olan bir diğer yanı ise; terapideki etkileşimin üç unsur arasında olmasıdır. Bu unsurlar; (1) danışan, (2) terapist ve (3) sanat eseridir.5 Kişinin yaptığı sanat onun içinden gelen duygunun ifadesidir. Yapılan sanat danışanın gerçekliğidir. Terapistin rolü, danışanın gerçekliği ile ilişki kurmasını sağlamaktır. Terapist danışanın anlatmak istediğini dinler, yorum yapmaz, danışanın gerçekliğine tanıklık eder. Terapistin odak noktası, sanat eserinin estetik değeri değil, kişinin yaptığı sanat eseri aracılığıyla ifade edebileceği terapötik ihtiyaçlarıdır.6
Sanat terapisinin etkili olduğu konular; duygusal çatışmaları uzaklaştırma, farkındalığı yükseltme, kaygıyı azaltma, acı verici konular (kayıp, travma, depresyon, yaş dönemleri) sosyal becerileri geliştirme, davranış düzenleme, problem çözme, kendilik değerini yükseltmedir. Sanat Terapisi teknikleri çocuklar, yetişkinler ve ergenlerle bireysel ya da grup formatında kullanılabilmektedir. Sanat malzemelerinin, mekânın ve yapılacak aktivitelerin uygun seçimi, sanat terapisinin en önemli unsurudur. Kullanılan her malzeme ve yapılan her çalışma “hatırlatır”, duyguları harekete geçirir ve dönüştürür. Bu nedenle terapist malzeme ve aktivite seçiminde dikkatli olmalıdır. Sanat Terapisinde pek çok farklı sanat malzemeleri kullanılır, çünkü her bir sanat malzemesinin kendine özgü özellikleri vardır. Bazı malzemeler daha katı ve kontrolü kolayken, bazı malzemeler daha zor kontrol edilebilir ve akışkandır. 7
Her malzeme kullanan kişide farklı duygular uyandırmaktadır. Sanat terapisi çalışılacak mekân da çalışmaları etkilemektedir, Mekân çalışacak kişilere sağlanacak alanın genişliğine, çalışılacak alanın düzenine, materyallerin mekâna dağılımına dikkat ederek hazırlanmalıdır. Çalışan kişinin, başkaları tarafından izleniyor hissi edinmeden, özgürce ve güven içinde, kirletme endişesi duymadan çalışabileceği bir ortamda çalışmalar yapması önemlidir. Malzeme olarak, resim kağıtları, kil, pul, düğme, fırçalar, boyalar, makas, kumaş, kurdele, yün, ip, keçe ve pamuk, tutkal, bant, iğne, zımba, silikon yapıştırıcı gibi tutturmaya yarayan malzemeler, çeşitli doku ve renkte kağıtlar, eski dergiler, atık malzemeler (karton kutu, kâğıt havlu rulosu, şişe kapakları vb.), doğal malzemeler (taş, yaprak, midye kabuğu, dal, tohum vb.), kuru bakliyat gibi hemen her türlü materyal mekânda bulundurulabilir. Çalışma esnasında sözsüz bir müzik çalışmaya eşlik edebilir.
Ergenlik döneminin özellikleri:
Ergenlik bireyin yaşamında bilişsel, bedensel, duygusal ve sosyal değişimlerin oluştuğu bir dönemi kapsar. Bu dönem yaklaşık olarak 11-21 yaşları arasındadır. Ergen bedenini kabul etmeyi, uygun bir toplumsal role ulaşmayı, yaşıtlarıyla olgun ilişki kurmayı, duygusal ve ekonomik özgürlüğü gerçekleştirmeyi içeren birtakım gelişim görevleriyle uğraşmaktadır.Bedensel olarak yaşanan değişimler, yaşıtlarına göre daha kısa, şişman ya da sivilceli olma gibi sorunları da getirir.8 Değişen bedenini tanımak, hızla oluşan değişimlere ayak uydurmak, diğerleri tarafından beğenilmeyeceğinden ya da dışlanacağından endişe etmek kaygıyı yükseltmektedir. Ergeni belki de en çok zorlayan, çocuk ve yetişkin arasında durmaktır. Ebeveynleri tarafından büyüdüğünün kabul edilmesi, ancak hala gündelik yaşantısında kontrolün ebeveynlerinde olması, bir yandan kendi kararlarını almasının beklenmesi, bir yandan ise bu kararların sorgulanması, karşılaması gereken beklentiler, yaşıtlar tarafından anlaşılabilmek ve bir gruba kabul edilebilmek gibi konular kafasını karıştırmakta ve duygularını çoğu zaman anlayamamakta, anlatamamaktadırlar. Zihinsel ve fiziksel değişim ile birlikte sosyal süreçlerin de değişmesi bu dönemde uyum güçlükleri ve psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Anksiyete bozuklukları ve depresyon bu dönemde en sık karşılaşılan psikiyatrik rahatsızlıklardır.9
Ergenlik dönemi sorunlarına yardım için sanat terapisi tekniklerini kullanmak
Ergenler ile çalışırken sanat terapisi tekniklerinden faydalanmak, ergen ile çalışmanın çeşitli zorlukları ile başa çıkmayı kolaylaştıracaktır. Kaygılı ve acı çeken bir ergen, yardımcı olmak isteyen bir profesyonel için büyük bir bilmecedir. Gençler, özellikle akranları arasındaki imajlarına karşı hassastırlar ve sıklıkla yardıma ihtiyaç duyduklarını itiraf etmek yerine kendilerini duygusal risk altına sokarlar. Ayrıca, konuşarak yapılan psikoterapiler hakkındaki görüşleri, filmlerden edinilmiş karelerdir. Bu tedavilerin sadece ciddi “zihinsel” vakalar için olduğunu düşünürler. Ergenler çoğu zaman kabadayıca davranışlar sergilemelerine rağmen sıklıkla güvensizdirler. Fikirlerini yargılanmadan ifade edebilmek için fırsatlara ihtiyaç duyarlar. Birçok ergenin bu fikirleri ortaya çıkarabilmesi için bir tür “serbest bırakma” durumu ona yardımcı olur. Çalışılacak yeni materyaller, hayal gücünün azaldığı ve öz eleştirinin arttığı bu dönemde ergen için gerçek bir yardım haline gelir.10
Bir ergen ile ilişki kurmayı amaçlayan bir terapistin en büyük zorluğu, gencin otoriteye karşı direnci ve yetişkin dünyasına duyduğu güven eksikliğidir. Ergen gelişiminin bu aşamaları normaldir. Ancak bu durum geleneksel sözel terapi biçimlerine karşı direnç oluşturmaktadır. Buna karşılık, ergenler bu tür önyargılı fikirler olmaksızın sanat terapisine gelirler ve bu nedenle de tedavi biçimi ergenlerde etkili olmaktadır.11 Duygularının farkına varmaları, kendilerini keşfetmeleri ve dönüştürebilmeleri amacıyla sanat terapisi teknikleri kullanarak çalışmak, sorunu dışsallaştırmayı ve böylece başa çıkmayı kolaylaştırır. İçsel kaygının dışsallaşması ergenin sorunu kolayca ele almasını sağlar. Böylece terapist problem hakkında bilgi sahibi olur, çünkü kelimelerle kendini açmada zorlanan ergen eserini açıklamak için metafor ve hikâye kullanarak kolayca duygularını ifade eder. Ortaya çıkan sanat eseri hakkında konuşmak, kendisi ile ilgili konuşmaktan daha kolaydır, eser adeta odada terapist ve danışan haricinde, hakkında konuşulan bir üçüncü kişi gibidir. Danışan ve terapist eser bittikten sonra ortaya çıkana bakarlar, bu eserin hikâyesi ne, yapılırken neler olmuş, bitmiş hali nasıl, danışan bu haline bakınca neler görüyor, rahatsız eden ya da rahatlatan neler var konuşurlar, bazen de konuşma olmaz sadece bakarlar, önemli olan yaratma sürecidir, iyileşme bu süreçte olmaktadır. Konuşmanın zorunlu olmadığı bu teknik, kelimelerle arası iyi olmayan ergene iyi gelmektedir. 12 Sanat malzemelerini kullanmak ergeninin sorununu anlatım sürecine yardımcı olur.13
Yetişkinler ile arasına güvenli bir mesafe koymak isteyen ergen için, sanat terapisi çalışmaları rahatsızlık hissetmeden, kolayca sansürsüz bir çıktı ortaya koymasına kapı açar. Bazen başlangıçta ergen yapılan bu çalışmaları çocuksu bulduğunu ifade ederek direnç gösterebilir. Eleştirilmeden, yargılanmadan bir eser yaratmanın verdiği çoşku ile ergen başlangıçta direnç gösterse de ilerleyen çalışmalar içinde kendine uygun bir sanat dalı ile ( kolaj, fotoğraf, resim, kil, hikaye vs.) kendini ifade etmeye başlar. Sanat terapisi, ergenlerin gelişimi için iyi bir deneyimdir. Keyif alarak yaparlar, görüntülerden oluştuğu için hatırlanması da kolaydır, metaforik dili nedeniyle fantazi ve rol oynamaya izin verir, hem nesnel, hem de öznel olan iletişim yoludur, hem dış dünyayı hem de iç dünyasını görmenin ve iki deneyimin kesişimin anlaşılmasını kolaylaştırmaya yardımcı olmanın bir yoludur, birden fazla perspektif ile ilişkilere de farklı bakmayı sağlar, bir grup bağlamında birleştirildiğinde kişilerarası ilişkilere yardımcı olur ve bazen ergenlik döneminde sık görülen, öfkeli ve zaman zaman meydan okuyan davranışları azaltır.14
Sanat terapisi teknikleri aynı zamanda tüm aileyi kapsayacak şekilde de uygulanabilmektedir. Tüm aileyi birlikte alarak ya da küçük gruplar halinde – anne ve çocuk/ baba ve çocuk gibi- uygulamak mümkündür.Kabul gören, anlaşılabilir bir çocuktan, otoriteye direnç gösteren ve aile hayatından uzaklaşmaya başlayan bir ergene dönüşen birey ile ebeveyn-çocuk ilişkisini yürütmek zorlayıcı olabilmektedir. Çünkü, ergenlik döneminin fırtınalarına, çatışmalarına ebeveynler çoğu zaman hazır olmayabilirler, ailede adeta kaos dönemi yaşanmaya başlar. Gerek ebeveynler, gerekse ergen, aile içinde yaşadıkları duyguları kelimelere dökme ve doğru ifade etmede sıkıntı yaşayabilirler. Anne ve babanın kendi hissettiklerini çocuklarına aktarırken kullandıkları kelimeler ya da saldırgan ve öfke dolu bir biçimde ifade edilen ergen sözleri çoğu kez birbirlerini anlamaktan uzak, tam tersi çatışma yaratacak bir duruma neden olmaktadır. Aile ile sözsüz olarak yapılan sanat çalışmaları negatif duygular uyandıran konuşmalar için kabul edilebilir, dinlenebilir bir kanal açmaktadır. Ortada çatışma yoktur, tam tersine güvenli ve keyif veren bir çalışma yapılmaktadır. Birlikte yapılan çalışmalar bittiğinde esere bakılırken kelimeler kullanılmadığı için, yanlış anlaşılmalarda ortadan kalkabilir. Karşılıklı suçlamalar, atfedilen olumsuz sıfatlar ve duygular yerine, eser üzerinden duyguları konuşmak aile bireyleri açısından daha kabul edilebilir olmaktadır.15
Ergen ile sanat terapisi teknikleri kullanılarak en sık çalışılan sorun alanları, kaygıyı azaltmak, maddeyi kötüye kullanım, depresyon, benlik saygısı eksikliği, yeme bozuklukları, sosyal veya akademik mücadeleler veya başarısızlık ile ilgili endişelerdir. Ayrıca sadece kendini tanımak ve geliştirmek, performans arttırmak, akademik başarıyı ve dikkati geliştirmek amaçlı da kullanılmaktadır.
Sonuç olarak, sanat terapisi farklı yaş grupları ile bireysel ve grupla psikolojik danışmada kullanılabilecek yardımcı bir tekniktir. Terapist ve danışan arasında kolay ve hızlı iletişim kurmayı sağlayan bir yaklaşım olup psikanalitik, insancı yaklaşım, bilişsel davranışçı, çözüm odaklı terapiler gibi yaygın olarak kullanılan terapilerle uyum içinde kullanılabilmektedir.
Kaynaklar
1. De botton A., Armstrong J. , Terapi olarak sanat, 1. Basım, İstanbul: Everest Yayınları, 2013, s.65
2. Molloy T., Sanat psikoterapisi ve psikiyatrik rehabilitasyon , 1. Basım, Sanat, Psikoterapi ve Psikoz, İstanbul: Yelkovan yayıncılık ; 2003. s. 237-259.
3. Malchiodi, C. A. Handbook of Art Therapy. New York: The Guilford Press, (2003). s.139.
4.Shostak B., ‘Art Therapy in the schools ‘ A position paper of the American Art Therapy Association. 2013.S 19-21.
5. Talwar, S. (2007). Accessing traumatic memory through art making: An art therapy trauma protocol (ATTP). The Arts in Psychotherapy, 34: 2-35.
6. Schaverien, J. Aktarım ve etkileşim nesneleri. Sanat, Psikoterapi ve Psikoz.Yelkovan Yayınları. S 13-35. 2003
7.Canadian Art therapy association. What is art therapy? https://www.canadianarttherapy.org/what-is-art-therapy/
8. Gander M.J, Gardiner H., Onur B, (editör). Ergenlikte gelişim . Çocuk ve ergen gelişimi. 6.Baskı. Ankara: İmge kitabevi, 2007: 438-440.
9. Bernstein, G. A. Comorbidity and severity of anxiety and depressive disorders in a clinic sample. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, (1991). 30(1):43-50
10. Riley S. Contemporary Art Therapy with Adolescents. London: Jessica Kingsley; 1999.
11. Corday, R. J. Limitations of therapy in adolescence. Journal of the American Academy of Child Psychiatry. 6 (3), 1967, s. 526-538
12. Naumburg M. An introduction to art therapy: studies of the “free” art expression of behavior problem children and adolescents as a means of diagnosis and therapy. 1st Ed. New York and London: Teacher College, Columbia University;
13. Dean, M. L. Preserving the self: Treating eating disordered individuals who self-injure with art therapy, 2008, s. 56-82.
14. Greenspoon L. Adolescent Art Therapy. Routledge. (1988)
15.Rubin J. Child Art therapy, Van Nostrand Reinhold Company Books; New York: 1978; s.141-150.
[1] Arkabahçe Psikolojik Gelişim, Eğitim ve Danışmanlık, klinik psikoloji, 05324517413, n.dincer@arkabahce.info ORCID NO: https://orcid.org/0000-0003-3993-396X
[2] Prof.Dr., İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Eğitim Bilimleri Bölümü, Rehberlik ve Psikolojik Danışma A.B.D.-İSTANBUL 0535 2784833 aeaslan@hotmail.com ORCID NO: https://orcid.org/0000-0002-0113-1745